Sorularınız & Randevu için numaramız :

Vajinismus Nedir?

Vajinismus tedavisi bursa

Vajinismus Nedir?

Vajeni çevreleyen kasların kontrol edilemeyen kasılma ile cinsel ilişkiyi imkansız kılan duruma VAJİNİSMUS denir.

Bu kasılma kişi tarafından KONTROL EDİLEMEZ, bilinçdışı kaynaklı koşullandırma sonucu adeta kas spazmı yaşanır.

Vajinismus, AĞRIDAN KAÇINMA, KENDİNİ KORUMA davranışıdır.

 Kişi, cinsel ilişki veya cinsel ilişki ile bağdaştırdığı HAYALİ bedensel veya ruhsal zararlardan kendini REFLEX KASILMA ve kaçınma hareketi ile korumaya çalışır.

Refleks kaçınma hareketi o kadar ŞİDDETLİ olabilir ki, vajinal spazm ile birlikte bütün vücutta kasılma, bacakların kitlenmesi, eşini veya vajinal muayeneyi yapan doktoru itme gibi panik nöbet şeklinde de yaşanabilir.

Vajinismus problemi yaşayanlarda genital yapılar, kızlık zarı yapısı ve vajen boyutları NORMAL ve kasılma refleksi ve korku nöbeti dışında ilişkiye engel bir durum yok.

Vajinismus kendiliğinden GEÇMEZ, tedavi ile KESİN ve kalıcı ÇÖZÜMÜ olan rahatsızlık.

Vajeni çevreleyen kasların kontrol edilemeyen kasılma ile vajinal girişi imkansız kılan duruma vajinismus denir. Buradaki kasılma kişi tarafından kontrol edilemez, vajene cinsel ilişki esnasında penis girişi öncesi, ve hatta parmak, vajinal tampon uygulaması  veya  jinekolojik muayene öncesi bilinçdışı kaynaklı koşullandırma sonucu adeta kas spazmı yaşanır. Aslında, ağrıdan kaçınma, kendini korunma davranışıdır ve burada kişi, vajinal geçiş, yani vajinal penetrasyondan kaynaklanabilecek hayali bedensel veya ruhsal zararlardan kendini   korumaya çalışır.

Bilimsel bakıldığında,

aslında kontrol edilebilen, vajenin sadece alt 1/3 bölümünü  çevreleyen ve vajen in önünde bulunan idrar yolun dışarıya açılan kısmı, yani üretrayı ile vajenin arkasında bulunan ve barsak sistemin dışarıya açılan kısmı, yani anüsü  de çevreleyen ve esas amacı bu organları alttan desteklemek olan pelvik taban kasların (PC) buradaki kasılmaları kişi, bilinçli olarak kontrol edemez. Adeta bir tehlike anında suratımıza gelen veya gelebilecek darbeden korunmak için kolumuzu kaldırdığımıza benzer bir refleks ile vajeni korumak için vajen çevresindeki kaslar şiddetli kasılır ve olabilecek herhangi bir girişi engeller.

Refleks kaçınma hareketi  o kadar şiddetli olabilir ki, vajinal spazm ile birlikte bütün vücutta kasılma, bacakların kitlenmesi, bacakları açamama, eşini veya vajinal muayeneyi yapan doktoru itme gibi panik nöbet  şeklinde de yaşanabilir.

Vajinismus tanım olarak,

cinsel ilişkide “ön sevişme” olarak tabir ettiğimiz dönemde bir sorun olmamasına rağmen birleşme anı geldiğinde kadının kendisini kasarak eşiyle birleşmeye izin vermemesi durumudur. Yani ilişki sırasında vajinanın istemsiz kasılmasıyla birlikte penis adeta bir duvarla karşılaşmakta ve içeriye girememektedir.

Vajinismus sorunu yaşayan kadınlar bu istemsiz kasılmaları şöyle tarifler
  • Yakınlaşma olduğunda her şey normal giderken cinsel ilişki anı geldiğinde kasılıyorum. Bu durum isteğim dışında gelişiyor ve elimden hiçbir şey gelmiyor. Orda adeta bir duvar varmış gibi, ilişki imkansız oluyor…
Kadınların bir kısmı,

genital organların ve vajinanın normal yapıda olmadığını veya normal boyutlarından küçük olduğunu da düşünür. Vajinismusta genital organ yapısı ve boyutu normaldir ve tedavi öncesi yapılan jinekolojik muayenede herhangi bir yapısal bozukluk saptanmaz.

Vajinismus hastalarının pek çoğu cinsel ilişki sırasında yalnızca vajinalarını değil karın, kasık, bel, kalça kaslarını da kasabilmektedirler. Hatta sorunu ileri boyutta yaşayan hastaların ayak parmaklarından çene kaslarına kadar istemsiz kasılmalar gerçekleşebilmektedir.

Cinsel ilişki sırasında yaşanan tüm bu kasılmaların özelliği kişinin iradesi dışında (yani kontrolsüz bir şekilde) gerçekleşmesidir. Tüm bu vücutsal kasılmalara bağlı kişilerde ilerleyen saatlerde “myalji” adını verdiğimiz yaygın kas ağrıları görülebilmektedir.

Vajinismus baştan beri (primer) veya çeşitli nedenlerle sonradan gelişen (sekonder) bir durum olabilir. Hiç ilişkiye girememe veya ilişkiye kısmi olarak girebilme, ilişkinin ağrılı olması gibi farklı şiddette olabilir.

Vajinismus sorunu, bazı durumlarda bir veya birkaç kez ağrılı ve kasılmalı cinsel birleşmeden sonra, hiçbir şekilde ilişkiye girememe şeklinde kendisini gösterebilir. Kişi ilişkide acı çekme duygusunu bu şekilde bilinçaltına iyice yerleştirmiş olacaktır. Artık her ilişkide acı çekme düşüncesi yerleşerek, ‘negatif bir koşullanma’ (kendi kendisini şartlama) şeklinde zihne yerleşmektedir. Bu negatif koşullanma da ilişki sırasında kasılma sonucunda gerçekten de acı hissine neden olmaktadır.

Vajinismus hastalarının,

bir kısmı ise ilk geceyi yani ilk ilişki deneyimini yaşamışlar, ancak daha sonrasında ilişkiye giremez hale gelmişlerdir. İlk cinsel ilişki deneyimlerinde kendilerini kasmalarına bağlı olarak canlarının acıması veya kanamalarının olması ilişkiye karşı bir korku oluşturmuştur. Yani kızlık zarı (bekâret) bozulmuş, ancak daha sonraki ilişkilerde kasılmalara bağlı olarak ilişkiler imkânsız hale gelmiştir.

Vajinismus sorunlu bayanların pek çoğu kendi genital bölgeleri ile barışık değildir. O bölgeye kendilerinin veya eşlerinin bakmaları, dokunmaları bile kendilerine hoşnutsuzluk verir. O bölge sanki vücutları içerinde kendilerine ait olmayan, çok özel bir alandır. Hatta sırf bu yüzden genital temizliğini bile korkarak yapan vajinismus hastaları mevcuttur.

Vajinismus hastalarının pek çoğu cinselliğe karşı kapalı ve bilgi eksiklikleri ile yetiştirilmiştir. Yanlarında cinsellik ilk ilgili konuşmaların yapılması, hatta belden aşağı fıkraların anlatılması bile çoğu zaman kendilerinde hoşnutsuzluklara neden olmaktadır.

VAJİNİSMUS BELİRTİLERİ

Vajina içine yabancı madde alamama da vajinismus belirtisidir

Vajina içine parmak sokamama, fitil veya tampon yerleştirememe gibi sıkıntılar da vajinismus belirtilerindendir.

Yine vajinismus belirtileri arasında bu soruna sahip kadınların hemen hemen tamamı vajinal muayeneden korkmakta ve çekinmektedirler; vajinal ultrasona giremezler, smear testi yaptıramazlar.

Hastaların pek çoğunda muayene olma korkuları hat seviyededir. Çoğu kendilerini “benim canım çok tatlıdır, canım çok kıymetli” diye tarif eder. Dişçi koltuğuna oturmaktan, iğne yaptırmaktan veya kan aldırmaktan dahi korkabilirler. Çok az bir kısmı da kendilerini güçlü görmekte ve bu durumlarının neden başlarına geldiğini bir türlü anlayamadıklarını ifade etmektedirler. Nedenler bilinçaltında yatmaktadır.

Özetlemek gerekirse vajinismus belirtileri kişiden kişiye farklılıklar gösterebilmektedir. Ancak vajinismus belirtileri arasında temel ortak özellik genital alan ile ilgili tüm müdahalelerin kişide kaygı ve korku oluşturmasıdır.

Özetlersek, vajinismus belirtileri:

  • Cinsel ilişkiye hiç girememe, korku ile kendini bilinçsiz şekilde kasma
  • İlişkide bacakları yeterince açamama, kendini geri çekme ve sonunda bacakları kapatıp eşi iterek ilişkiyi bitirme
  • Her pozisyonlarda değil, yalnızca birkaç pozisyonda ve oldukça çekinerek ilişkinin gerçekleşmesi
  • Zor ve acı çekerek ilişkiye girme (Disparoni)
  • İlişkide penisin vajina içine tam olarak değil de yarım olarak girmesi
  • Vajina içine fitil ve tampon yerleştirememe, parmak sokamama
  • Jinekolojik muayene olamama, vajinal ultrasona girememe, smear testi yaptıramama
  • Cinsellikle ilgili konularda konuşmaktan veya dinlemekten bile kaçınma

 

Vajinismus bir ‘’ erteleme hastalığı ‘’ dır.

Kişi, ilk defa korku ve kasılma sonucu ilişkiye giremediğinde ‘’ bir süreye ihtiyacim var’’ diye düşünür ve ilişkiyi erteler. Bu erteleme ilişkiye girmeye çalışıp başarısızlık yaşadığında tekrar ve tekrar yaşanır. Aslında, bu başarısız deneyimler ve ardında hayal kırıklığı ve üzüntü hastalığı pekiştirir, kadının kendine olan güvenini sarsar ve çift arasındaki duygusal bağını da zedelemeye neden olabilir. Erteleme ve ardından tekrar başarısız deneyimler vajinismus şiddetini de arttırabilir ve kişide psikolojik rahatsızlığa da neden olabilir.

Ertelemeler çok uzun olabilir. Tedaviye başlamadan önceki süre birkaç aydan birkaç yıla kadar değişebilmektedir. Vajinismus kendiliğinden geçmez. Uzman yardımı ile kesin ve kalıcı çözümü mümkün olur.

Vajinismus kesin olarak öngörülemez, ancak özellikle risk grubunda kadınların bilinçlendirilmesi ile görülme sıklığı azaltılabilir.

Yapılan araştırmalar batı toplumlarında ve bizim toplum gibi, daha çok geleneksel yapıya sahip toplumlarda vajinismusun görülme sıklığının farklı olduğu ortaya koymaktadır.

Batıda vajinismus 100 kadından 1-2’ sinde görülürken, Türkiye’de 100 kadından 10’u bu sorunu yaşar.

Bu farklılığın temel nedeni geleneksel ve muhafazakar toplumlarda cinsel eğitimin yeterli olmaması, cinselliğin ve cinsel sorunlarının rahat konuşulmaması ve hatta kadın cinselliğinin ‘’yok sayılması’’ ve bastırılmasıdır. Yetersiz bilgi,  gerçeklerin yerine abartılı hikayelerin, korku doğuran gerçek dışı inanışların konulmasına neden olur.

Vajinismus ile başvuran kadınların bir kısmında ‘’bunun olacağını biliyordum, zaten çok korkuyordum’’ gibi ifadelerine rastlıyoruz. Özellikle daha hiç cinsel deneyimi olmadan korkutulan ve bilgisiz olan bu kadınlar, vajinismus için risk altında. Kadınların bilinçlendirilmesi ile ülkemizdeki vajinismus vakalarının sayısı azaltılabilir.

VAJİNİSMUS bir cinsel işlev bozukluğudur ve ülkemizde KADINLARIN %10’u vajinismus yaşar.

PRİMER (ilk ilişkiden itibaren başlayan) veya SEKONDER (daha sonra oluşan) olarak görülür.

PRİMER vajinismus SEBEPLERİ

  • CİNSEL EĞİTİM EKSİKLİĞİ, YANLIŞ BİLGİ, BİLGİSİZLİK, cinsel organların yapısını ve işlevlerini bilmemesi
  • BEKARET KAVRAMI’na verilen ABARTILI ÖNEM
  • CİNSELLİĞİ AYIP VE GÜNAH olarak algılama
  • CİNSEL KİMLİĞİ YOK SAYARAK yaşama (‘’ İYİ KIZ’’ imajı koruma zorunluluğu)
  • CİNSEL TACİZ, İSTİSMAR hikayesi
  • Aşırı ‘’İLK GECE KORKUSU’’

-ezilmiş ‘’KADIN KİMLİĞİNE’’ bilinçdışı BAŞKALDIRI

SEKONDER vajinismus SEBEPLERİ

  • TRAVMATİK DOĞUM, AĞRILI MUAYENE hikayesi, TRAVMA
  • CİNSEL İSTİSMAR, BEDENSEL veya RUHSAL TACİZ hikayesi
  • Çeşitli hastalıklar sonrası VAJİNAL İLİŞKİNİN AĞRILI OLMASI, akabinde İLİŞKİDEN KAÇINMA , AĞRI KORKUSU

Cinsel işlevlerle ilgili sorunlara oldukça sık rastlanır.  Yapılan yurt dışı araştırmalar, kadın ya da erkek ayırımı olmaksızın, her üç kişiden biri, hayatın en az bir döneminde bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya koymaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmalara göre ise cinsel hayatı aktif olan erkeklerin %70’i, kadınların ise %80’i cinsel işlev bozukluğu yaşamaktadır. Bu şaşırtıcı oranlar sorunun ne denli yaygın olduğunu da gösterir.   Vajinismus da bir cinsel işlev bozukluğudur ve ülkemizde kadınların %10’unda vajinismusun çeşitli derecelere rastlanır.

Cinsel sorunların oluşmasında çeşitli etkenler rol oynar. Özellikle muhafazakar toplumlarda cinsel eğitimin olmaması, cinselliğin yasak ve bastırılmış olması, bekaret kavramına verilen abartılı önem, yanlış inançlar ve aile yapısı gibi pek çok faktör kadınların kendi bedenlerini tanımamasına, cinsel organlarından utanmasına ve cinsel kimliği yok sayılarak yaşamasına neden olur. Bizim toplumumuzda da cinsellik konuşulmaz, yaşamın doğal bir parçası olan cinselliğe ayıp ve günahmış gibi davranılır ve cinsel kimliğimiz yok sayılır. Ailede çocuklara genelde hiçbir bilgi verilmez, insanlar bilgileri sağlıksız bir şekilde çevreden veya internetten alır. Bu bilgiler çoğu zaman yanlış olur ve kişide gereksiz korkulara, yanlış beklentilere, bazen de kendisi ile ilgili eksiklik düşüncelerine neden olur.

Vajinismus  primer, birincil, yani ilk vajinal girişim, ilk cinsel ilişki deneyimi ile gelişen bir durum olabildiği gibi, daha nadir olarak da sekonder, ikincil, yani daha önce yok iken yaşadığı fiziksel veya ruhsal travmaya cevaben geliştiren bir savunma  refleksi de olabilir. Sonradan gelişen vajinismus sebeplerinden en sık olanları travmatik vajinal doğum, düşük, kürtaj hikayesi veya taciz hikayesi gibi kişide  vajinal giriş ile bağdaştırdığı ağrı ve üzüntü hatıralarıdır.

Vajinismus  ile karşılaşan kadın genelde şaşkındır, kendi vücudun bu kontrol edilemeyen kasılmaların aşikar bir sebebi olmadığını düşünür. Buradaki anahtar sözcük ‘’bilinçdışı koşullandırma’’ ve bilinçdışına yerleşen kendini koruma refleksi söz konusudur.

Cinsellik ve kızlık zarı hakkında edinilmiş yanlış bilgiler ile zihninde oluşan aşırı ilk gece korkusu ve cinsel mitler en sık sebeplerden biridir. Kadın, ilk gecede ağrı çekeceğini, kızlık zarının vajen girişinde adeta bir duvar oluşturduğunu, ve bu zarın ‘’patlaması, yırtılması’’ ile aşırı kanama olacağını, canın aşırı yanacağını inanır. Korku ve ağrı beklentisi içinde olan kadın, ilk cinsel deneyiminde başarısız olur ve daha sonraki vajene her giriş denemesinde de vajen çevresindeki kasların istemsiz kasılmasını yaşayarak ilişkiden kaçınır. Çok tipik olarak ‘’orda sanki bir duvar var, deniyorum, ama çok acı çekiyorum ve başarısız oluyorum’’ der.

Muhafazakar toplumlarda kadın cinsel kimliğinin bastırılmış olması, cinselliğin kadına ‘’yasak olması’’ ve genel olarak cinselliğin ‘’kötü’’, ‘’ayıp’’ olarak algılanması kadınların kendi cinsel kimliği, kendi kadınlığını reddederek yaşamasına sebep olabilir. ‘’iyi kız’’ olabilme ve kabul edilip sevilebilmenin tek şartı cinsel kimliği olmaması öğrenen kız çocuk, evlendiğinde de cinsel kimliği reddeder.

Ailede kadın figürün zayıf ve ezilmiş olması, erkekler tarafından (kayınpeder, baba, erkek kardeş) baskı altında tutulması, o ailede yetişen kızlarda kadın kimliğine bilinçdışı bir başkaldırmaya, ‘’kadın olmayı’’ reddetmeye neden olabilir. Kadın, vajinismusta adeta ‘’kadınlık’’ ve ‘’kadınlığın’’ getirdiği ezilmişlik ve aşağılanmadan kaçınmaya çalışır.

Çocukluk çağında taciz ve cinsel istismar yaşamış kadınlarda da cinsellikten kaçınma ve bunun sonucunda vajinismus görülebilir.

Vajinismus sebepleri kadından kadına değişebilir, sorunların kaynakları farklı olabilir. Hatta aynı kadında birçok olumsuz etken birleşerek vajinismusu yaşamasına neden olabilir. Sebep ne olursa olsun, gelişen bu cinsel işlev bozukluğu doğru teşhis ve tedavi ile tamamen ortadan kaldırılabilir, vajinismusu aşan kadın cinsel kimliği ile barışarak normal cinsel hayata adım atar.

VAJİNİSMUSUN HİSSETİRDİKLERİ

Cinsellik, hayatın bir parçası ve evliliğin veya birlikteliğin de bir parçası olduğundan cinsel hayatta beklentilerin aksine mutsuz olan insanda bu mutsuzluk hayatın tüm alanlarda kendini gösterir.

Vajinismusta kadın eş ve anne olamama duygusu yaşayarak kendini ‘’eksik’’ ve başarısız hisseder. Evliliğin ‘’tamamlanmadığını’’düşünür. Bu yetersizlik ve suçluluk duygusu kendine olan güvenini sarsar, üzüntü, depresyona neden olur. ‘’Problem bende’’ düşünen kadın eşini de bir gün kaybedebileceğini, evliliğin kaçınılmaz olarak ayrılık ile sonuçlanabileceğini düşünür ve bunun stresini yaşar. Sürekli huzursuz ve mutsuz olması, kadının sosyal hayatını da etkiler. Akranların mutlu evlilikleri ve birliktelikleri olması, evlenen insanların çocuk sahibi olması, ancak kendisinin buna sahip olamaması yaşadıklarının acısını arttırır. Eksiklik duyguları ve mutsuzluk çoğu zaman çevresine de anlatılamaz, saklanması gereken bir kusurmuş gibi algılanır. Böylece kadın, sosyal hayattan kopar, gitgide yakın çevreden uzaklaşır, adeta insanlardan kaçar hale gelir.

Kendine güvenmeme ve ‘’eksik’’ olduğu düşüncesi iş hayatını da etkiler. ‘’Başaramayacağım’’ duygusu adeta hayatın tüm alanlarına sirayet ederek kadının sosyal ilişkilerde ve iş hayatında başarısını da düşürür.

Vajinismus, ilk ilişkide veya sonradan ortaya çıkabilir ve farklı şiddette yaşanabilir.

Basit ve geçici vajinal kas spazmından tüm vücutta ağırılı ve şiddetli kasılmaları ile birlikte adeta panik atak benzeri durum olarak görülebilir.

Vajinismus, başlangıç zamanına göre:

  • Primer
  • Sekonder  olarak ortaya çıkabilir.

Primer, birincil, yani ilk vajinal girişim, ilk cinsel ilişki deneyimi ile gelişen bir durum. Vajinismus vakaların çoğu bu sınıfta. Primer  vajinismusun  en önemli sebebi korku ve ağrı beklentisi ile oluşan korunma refleksidir.

Vajinismus daha nadir olarak da sekonder, ikincil, yani daha önce yok iken yaşadığı fiziksel veya ruhsal travmaya cevaben geliştiren bir savunma  refleksi de olabilir. Sonradan gelişen vajinismus sebeplerinden en sık olanları travmatik vajinal doğum, düşük, kürtaj hikayesi veya taciz hikayesi gibi kişide vajinal giriş ile bağdaştırdığı ağrı ve üzüntü hatıralarıdır.

Vaginismus  farklı şidette yaşanabilir. Ağrılı cinsel ilişki bozukluğu sınıfı içinde disparoni, yani cinsel birleşmede ağrı hastalığı ile adeta yakın akrabadır. Toplumsal, ailesel  baskı altında olup, panik derecede korku duymasına rağmen ‘’sorun çıkarmamasının’’  adına eşi ile ilişkiye giren, ancak ilişkide cinsellikten  zevk almak yerine, adeta kabus yaşayan, korku ve ağrı duyan kişi de vajinismus  olabilir.Bu kadınlar cinsellikten kaçar, jinekolog doktor muayenesine gitmezler, gebe kalırlarsa da vajinal muayene yaptıramaz, vajinal yol ile normal doğum yapamazlar.

Disparoni, vajinismus ile birlikte sıklıkla anılsa da, aslında tam anlamı ile ‘’ağrılı cinsel ilişki’’dir. Disparoni’de kişide korku ile vajinal kasların kasılması ve kaçınma hareketi izlenmez. İlişki, farklı anatomik bozukluk nedeni ile (kızlık zarın anormal yapısı, vajende yapı bozuklukları gibi), çeşitli hastalık nedeni ile  (endometriyozis, iltihabi durumlar, kistler gibi) ağrılı olur. Disparoni ve vajinismus, birbirinden jinekolojik muayene ile kolayca ayırt edilir.

Vulvodini ve vulvar dizestezi de vulva denen dış cinsel organlarında ağrı ve yangı hissidir. Vulvodininin bir alt sınıfı olan vestibulodini (eski adı ile vulvar vestibulit) hastalığında da vajene giriş ve dokunma ağrılı olabilir. Vulvodini, vajinismustan hastanın öyküsü ve jinekolojik muayene ile ayırt edilebilir. Hem disparoni, hem vulvodini organik nedenlidir ve vajinismustan farklı olarak çeşitli medikal ve cerrahi yöntemleri ile tedavi edilir.

Vajinismus kesin olarak öngörülemez, ancak özellikle risk grubunda kadınların bilinçlendirilmesi ile görülme sıklığı azaltılabilir.

Yapılan araştırmalar batı toplumlarında ve bizim toplum gibi, daha çok geleneksel yapıya sahip toplumlarda vajinismusun görülme sıklığının farklı olduğu ortaya koymaktadır.

Batıda vajinismus 100 kadından 1-2’ sinde görülürken, Türkiye’de 100 kadından 10’u bu sorunu yaşar.

Bu farklılığın temel nedeni geleneksel ve muhafazakar toplumlarda cinsel eğitimin yeterli olmaması, cinselliğin ve cinsel sorunlarının rahat konuşulmaması ve hatta kadın cinselliğinin ‘’yok sayılması’’ ve bastırılmasıdır. Yetersiz bilgi,  gerçeklerin yerine abartılı hikayelerin, korku doğuran gerçek dışı inanışların konulmasına neden olur.

Vajinismus ile başvuran kadınların bir kısmında ‘’bunun olacağını biliyordum, zaten çok korkuyordum’’ gibi ifadelerine rastlıyoruz. Özellikle daha hiç cinsel deneyimi olmadan korkutulan ve bilgisiz olan bu kadınlar, vajinismus için risk altında. Kadınların bilinçlendirilmesi ile ülkemizdeki vajinismus vakalarının sayısı azaltılabilir.

VAJİNİSMUS bir cinsel işlev bozukluğudur ve ülkemizde KADINLARIN %10’u vajinismus yaşar.

PRİMER (ilk ilişkiden itibaren başlayan) veya SEKONDER (daha sonra oluşan) olarak görülür.

PRİMER vajinismus SEBEPLERİ

  • CİNSEL EĞİTİM EKSİKLİĞİ, YANLIŞ BİLGİ, BİLGİSİZLİK, cinsel organların yapısını ve işlevlerini bilmemesi
  • BEKARET KAVRAMI’na verilen ABARTILI ÖNEM
  • CİNSELLİĞİ AYIP VE GÜNAH olarak algılama
  • CİNSEL KİMLİĞİ YOK SAYARAK yaşama (‘’ İYİ KIZ’’ imajı koruma zorunluluğu)
  • CİNSEL TACİZ, İSTİSMAR hikayesi
  • Aşırı ‘’İLK GECE KORKUSU’’

-ezilmiş ‘’KADIN KİMLİĞİNE’’ bilinçdışı BAŞKALDIRI

SEKONDER vajinismus SEBEPLERİ

  • TRAVMATİK DOĞUM, AĞRILI MUAYENE hikayesi, TRAVMA
  • CİNSEL İSTİSMAR, BEDENSEL veya RUHSAL TACİZ hikayesi
  • Çeşitli hastalıklar sonrası VAJİNAL İLİŞKİNİN AĞRILI OLMASI, akabinde İLİŞKİDEN KAÇINMA , AĞRI KORKUSU

Cinsel işlevlerle ilgili sorunlara oldukça sık rastlanır.  Yapılan yurt dışı araştırmalar, kadın ya da erkek ayırımı olmaksızın, her üç kişiden biri, hayatın en az bir döneminde bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya koymaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmalara göre ise cinsel hayatı aktif olan erkeklerin %70’i, kadınların ise %80’i cinsel işlev bozukluğu yaşamaktadır. Bu şaşırtıcı oranlar sorunun ne denli yaygın olduğunu da gösterir.   Vajinismus da bir cinsel işlev bozukluğudur ve ülkemizde kadınların %10’unda vajinismusun çeşitli derecelere rastlanır.

Cinsel sorunların oluşmasında çeşitli etkenler rol oynar. Özellikle muhafazakar toplumlarda cinsel eğitimin olmaması, cinselliğin yasak ve bastırılmış olması, bekaret kavramına verilen abartılı önem, yanlış inançlar ve aile yapısı gibi pek çok faktör kadınların kendi bedenlerini tanımamasına, cinsel organlarından utanmasına ve cinsel kimliği yok sayılarak yaşamasına neden olur. Bizim toplumumuzda da cinsellik konuşulmaz, yaşamın doğal bir parçası olan cinselliğe ayıp ve günahmış gibi davranılır ve cinsel kimliğimiz yok sayılır. Ailede çocuklara genelde hiçbir bilgi verilmez, insanlar bilgileri sağlıksız bir şekilde çevreden veya internetten alır. Bu bilgiler çoğu zaman yanlış olur ve kişide gereksiz korkulara, yanlış beklentilere, bazen de kendisi ile ilgili eksiklik düşüncelerine neden olur.

Vajinismus  primer, birincil, yani ilk vajinal girişim, ilk cinsel ilişki deneyimi ile gelişen bir durum olabildiği gibi, daha nadir olarak da sekonder, ikincil, yani daha önce yok iken yaşadığı fiziksel veya ruhsal travmaya cevaben geliştiren bir savunma  refleksi de olabilir. Sonradan gelişen vajinismus sebeplerinden en sık olanları travmatik vajinal doğum, düşük, kürtaj hikayesi veya taciz hikayesi gibi kişide  vajinal giriş ile bağdaştırdığı ağrı ve üzüntü hatıralarıdır.

Vajinismus  ile karşılaşan kadın genelde şaşkındır, kendi vücudun bu kontrol edilemeyen kasılmaların aşikar bir sebebi olmadığını düşünür. Buradaki anahtar sözcük ‘’bilinçdışı koşullandırma’’ ve bilinçdışına yerleşen kendini koruma refleksi söz konusudur.

Cinsellik ve kızlık zarı hakkında edinilmiş yanlış bilgiler ile zihninde oluşan aşırı ilk gece korkusu ve cinsel mitler en sık sebeplerden biridir. Kadın, ilk gecede ağrı çekeceğini, kızlık zarının vajen girişinde adeta bir duvar oluşturduğunu, ve bu zarın ‘’patlaması, yırtılması’’ ile aşırı kanama olacağını, canın aşırı yanacağını inanır. Korku ve ağrı beklentisi içinde olan kadın, ilk cinsel deneyiminde başarısız olur ve daha sonraki vajene her giriş denemesinde de vajen çevresindeki kasların istemsiz kasılmasını yaşayarak ilişkiden kaçınır. Çok tipik olarak ‘’orda sanki bir duvar var, deniyorum, ama çok acı çekiyorum ve başarısız oluyorum’’ der.

Muhafazakar toplumlarda kadın cinsel kimliğinin bastırılmış olması, cinselliğin kadına ‘’yasak olması’’ ve genel olarak cinselliğin ‘’kötü’’, ‘’ayıp’’ olarak algılanması kadınların kendi cinsel kimliği, kendi kadınlığını reddederek yaşamasına sebep olabilir. ‘’iyi kız’’ olabilme ve kabul edilip sevilebilmenin tek şartı cinsel kimliği olmaması öğrenen kız çocuk, evlendiğinde de cinsel kimliği reddeder.

Ailede kadın figürün zayıf ve ezilmiş olması, erkekler tarafından (kayınpeder, baba, erkek kardeş) baskı altında tutulması, o ailede yetişen kızlarda kadın kimliğine bilinçdışı bir başkaldırmaya, ‘’kadın olmayı’’ reddetmeye neden olabilir. Kadın, vajinismusta adeta ‘’kadınlık’’ ve ‘’kadınlığın’’ getirdiği ezilmişlik ve aşağılanmadan kaçınmaya çalışır.

Çocukluk çağında taciz ve cinsel istismar yaşamış kadınlarda da cinsellikten kaçınma ve bunun sonucunda vajinismus görülebilir.

Vajinismus sebepleri kadından kadına değişebilir, sorunların kaynakları farklı olabilir. Hatta aynı kadında birçok olumsuz etken birleşerek vajinismusu yaşamasına neden olabilir. Sebep ne olursa olsun, gelişen bu cinsel işlev bozukluğu doğru teşhis ve tedavi ile tamamen ortadan kaldırılabilir, vajinismusu aşan kadın cinsel kimliği ile barışarak normal cinsel hayata adım atar.

VAJİNİSMUSUN HİSSETİRDİKLERİ

Cinsellik, hayatın bir parçası ve evliliğin veya birlikteliğin de bir parçası olduğundan cinsel hayatta beklentilerin aksine mutsuz olan insanda bu mutsuzluk hayatın tüm alanlarda kendini gösterir.

Vajinismusta kadın eş ve anne olamama duygusu yaşayarak kendini ‘’eksik’’ ve başarısız hisseder. Evliliğin ‘’tamamlanmadığını’’düşünür. Bu yetersizlik ve suçluluk duygusu kendine olan güvenini sarsar, üzüntü, depresyona neden olur. ‘’Problem bende’’ düşünen kadın eşini de bir gün kaybedebileceğini, evliliğin kaçınılmaz olarak ayrılık ile sonuçlanabileceğini düşünür ve bunun stresini yaşar. Sürekli huzursuz ve mutsuz olması, kadının sosyal hayatını da etkiler. Akranların mutlu evlilikleri ve birliktelikleri olması, evlenen insanların çocuk sahibi olması, ancak kendisinin buna sahip olamaması yaşadıklarının acısını arttırır. Eksiklik duyguları ve mutsuzluk çoğu zaman çevresine de anlatılamaz, saklanması gereken bir kusurmuş gibi algılanır. Böylece kadın, sosyal hayattan kopar, gitgide yakın çevreden uzaklaşır, adeta insanlardan kaçar hale gelir.

Kendine güvenmeme ve ‘’eksik’’ olduğu düşüncesi iş hayatını da etkiler. ‘’Başaramayacağım’’ duygusu adeta hayatın tüm alanlarına sirayet ederek kadının sosyal ilişkilerde ve iş hayatında başarısını da düşürür.

Vajinismus, ilk ilişkide veya sonradan ortaya çıkabilir ve farklı şiddette yaşanabilir.

Basit ve geçici vajinal kas spazmından tüm vücutta ağırılı ve şiddetli kasılmaları ile birlikte adeta panik atak benzeri durum olarak görülebilir.

Vajinismus, başlangıç zamanına göre:

  • Primer
  • Sekonder  olarak ortaya çıkabilir.

Primer, birincil, yani ilk vajinal girişim, ilk cinsel ilişki deneyimi ile gelişen bir durum. Vajinismus vakaların çoğu bu sınıfta. Primer  vajinismusun  en önemli sebebi korku ve ağrı beklentisi ile oluşan korunma refleksidir.

Vajinismus daha nadir olarak da sekonder, ikincil, yani daha önce yok iken yaşadığı fiziksel veya ruhsal travmaya cevaben geliştiren bir savunma  refleksi de olabilir. Sonradan gelişen vajinismus sebeplerinden en sık olanları travmatik vajinal doğum, düşük, kürtaj hikayesi veya taciz hikayesi gibi kişide vajinal giriş ile bağdaştırdığı ağrı ve üzüntü hatıralarıdır.

Vaginismus  farklı şidette yaşanabilir. Ağrılı cinsel ilişki bozukluğu sınıfı içinde disparoni, yani cinsel birleşmede ağrı hastalığı ile adeta yakın akrabadır. Toplumsal, ailesel  baskı altında olup, panik derecede korku duymasına rağmen ‘’sorun çıkarmamasının’’  adına eşi ile ilişkiye giren, ancak ilişkide cinsellikten  zevk almak yerine, adeta kabus yaşayan, korku ve ağrı duyan kişi de vajinismus  olabilir.Bu kadınlar cinsellikten kaçar, jinekolog doktor muayenesine gitmezler, gebe kalırlarsa da vajinal muayene yaptıramaz, vajinal yol ile normal doğum yapamazlar.

Disparoni, vajinismus ile birlikte sıklıkla anılsa da, aslında tam anlamı ile ‘’ağrılı cinsel ilişki’’dir. Disparoni’de kişide korku ile vajinal kasların kasılması ve kaçınma hareketi izlenmez. İlişki, farklı anatomik bozukluk nedeni ile (kızlık zarın anormal yapısı, vajende yapı bozuklukları gibi), çeşitli hastalık nedeni ile  (endometriyozis, iltihabi durumlar, kistler gibi) ağrılı olur. Disparoni ve vajinismus, birbirinden jinekolojik muayene ile kolayca ayırt edilir.

Vulvodini ve vulvar dizestezi de vulva denen dış cinsel organlarında ağrı ve yangı hissidir. Vulvodininin bir alt sınıfı olan vestibulodini (eski adı ile vulvar vestibulit) hastalığında da vajene giriş ve dokunma ağrılı olabilir. Vulvodini, vajinismustan hastanın öyküsü ve jinekolojik muayene ile ayırt edilebilir. Hem disparoni, hem vulvodini organik nedenlidir ve vajinismustan farklı olarak çeşitli medikal ve cerrahi yöntemleri ile tedavi edilir.

Benzer Yazılar